KİLİTLERİN TARİHİ

Bademli Çilingir olarak Sektörel yazılara devam;

Bilinen en eski kilitler, dört bin yıl önce kullanılmış olan tahta Mısır kilitleridir. Bu kilit örneklerine, hem piramitlerde, hem de o tarihlerden kalma alçak kabartmalarda rastlanmıştır. Söz konusu kilitler, içi boşaltılmış dili bulunan pimli bir türdü. Anahtarı, eğri ucunda pimler bulunan, yassı bir tahta çubuktan oluşurdu. Anahtar kilide sokularak yukarı doğru kaldırıldığında, pimler, lokmadan dilin içine sarkan pimleri yukarı doğru kaldırıp, dilin geri çekilmesini sağlardı. Bu kilitler yaklaşık 60 cm büyüklükte yapılıyordu.

Mısır kilidinin bir türü, iskandinavya ve ingiltere gibi bazı ülkelerde, XX. yüzyılın sonlarına kadar kullanıldı. Ama bunlarda anahtar, dilin içinden değil de, lokma üstündeki bir delikten pimlere ulaşır ve dil, anahtardan ayrı çekilirdi.

Eskiden çok kullanılan bir başka kilit türü de, Çin’de dünyanın başka bölgelerinde rastlanan, çengel-yay ilkesine göre çalışan asma kilitti. Bu kilidin dilinde, içine bir yaprak yayın girip sıkıştığı çentik (Bazen bir çıkıntı) vardı. Düz bir metal lama biçimindeki anahtar, dilin içine sokulur, yaya bastırarak, çengelleri girintiden kurtarır, böylece dil geri çekilirdi.

Başka bir yalın kilit türü de, vida hareketli asma kilittir. Bunun anahtarı yalın bir cıvatadır. Anahtar döndürülürken, göbek geri çekilerek kelepçeyi serbest bırakır. Bütün Avrupa’da kullanılmış olan bu kilit, iran’da hala yapılmaktadır.

Ne var ki, herhangi bir anahtarla açılabildiklerinden, eski kilitlerin hiçbiri güvenli değildi. Özel biçimli anahtar gerektiren ilk madenî kilitler, Romalılar tarafından yapıldı. XIII. yüzyılda Avrupa’da yaygın olarak kullanılan bu dişli kilitler, kilit içindeki çıkıntılar nedeniyle, yalnızca kendi anahtarıyla açılabilirdi. Her anahtar diline, belirli bir kilidin dişlerine geçecek ayrı bir biçim verilirdi. Bazen anahtarlar, hareketsiz bir çıkıntıya uyacak boru biçiminde de yapılırdı. Bu durumda kilit, yalnızca bir yandan kullanılabilirdi. Ucu çıkıntılı, içi dolu anahtarlarsa, kilide iki yandan da girebilirdi. Romalılar, yüzük olarak takılabilecek kadar küçük anahtarlar yapmışlardır.

Söz konusu dönemde, kilit yapımı ustalık isteyen bir iş haline geldi ve bir dizi olağanüstü diş çeşidi üretildi.

Bazı türlere, dili kapalı tutmaya yarayan yaylar eklendi. Anahtar dişlerinin yayı dilden iterek çıkardığı, arkadan yaylı kilitler yapıldı. Ama, arkası yaylı kilitler, eski Mısır kilitleri kadar bile güvenli değildi. Kilit, dilin ucuna uygulanan herhangi bir baskıyla açılabiliyordu. Bazı dişli kilitleri açabilen maymuncuklar da üretildi. Ayrıca, bir ek güvenlik önlemi olarak, anahtar deliğini gizleyen levhalar ve kilidi kurcalayanı yanıltmaya yarayan yalancı anahtar delikleri geliştirildi. Ana dilin harekete geçirdiği manivelalarla çalışan, çok dilli, dişli kilitler de vardı. Bunlara bazı eski sandıklarda hala Taşlanmaktadır. Ama, yalnızca ana dilin yerinden oynatılmasıyla açıldıklarından, pek güvenli sayılmazlar.

Modern kilitler: Gerçek anlamda güvenli kilit yapımı, XVIII. yüzyılda pimli (Tümler) kilidin bulunmasıyla başladı. Bu kilitlerin pimi, dil üstündeki bir deliğe giren bir mandal ya da diştir. Anahtar bu mandalı kaldırır. Pimli kilidin yalın türünde pim, bir maymuncukla kaldırılabilir; ama 1778’de ingiliz Robert Barron’un geliştirdiği çift etkili kilitte, dilin çekilebilmesi için, karşılıklı iki (Sonradan ikiden çok) pimin, uygun yüksekliğe kaldırılması gerekir (Herhangi bir pimin gereğinden çok kaldırılması durumunda, söz konusu pim üstteki bir deliğe takıldığından, dil gene çekilemez). Çok pimli kilit, günümüzde de birçok kilidin temelini oluşturur. Barron pimli kilidinin ilginç bir türü, 1818’de Jeremiah Chubb tarafından patenti alınan düzenektir.

Bu tür kilit kurcalandığında, bir pim yükseltilmiş durumda kalır ve doğru anahtarla geriye doğru döndürülene kadar, sürgünün açılmasını önler.

Barron’un çift etkili kilidi gibi, XVIII. yüzyılda geliştirilen bir başka kilit de, Bramah kilididir. Bu kilit, değişen boyutlarda çentikleri bulunan boru biçimli
kilitlerin tarihi bademli cilingir

bir anahtarla açılır ve çentikli diyafram plakası ile birkaç tane yaylı radyal kızak içerir. Çentikli anahtar kızakları, diyaframın üstündeki çentiklere uyana kadar iterek, kilidin silindir biçimindeki göbeğinin döndürülmesini sağlar.

Günümüzde sokak kapılarında en yaygın kullanılan kilit, birçok kilidin en olumlu özelliklerini birleştiren silindir biçimli, pinıli Yale kilididir. Yale kilidi, 1848 yılında Connecticut’lı (A.B.D.) Linus Yale tarafından bulunmuş ve oğlu tarafından geliştirilmiştir. Silindir içindeki lokmanın dönüşü, Mısır kilidindeki pimlerin boşaltılmış sürgü içine uzanmasına benzer biçimde, lokma içine uzanan beş pimle önlenir. Pimler üst ve alt yarılara bölünmüştür; alt yarılara <pim> (tümler), üst yanlara <itici> adı verilir. Hem pimler, hem de iticiler, değişik uzunlukta yapılır. Yalnızca uygun ağzı olan bir anahtar, lokmanın dönmesini sağlayarak, beş pimi uygun yüksekliğe kaldırabilir. Pimli kilitler yayla donatılmıştır. Böylece, uygun bir anahtarla açılmadıkları sürece, kilitli durumda kalırlar.


eski kilitler bademli cilingirŞifreli kilitler:
Şifreli kilidin sürgü ya da kelepçesinde yuvalar vardır. Bu yuvaları halkalar çevreler. Halkaların dış yüzeyinde harf ya da sayılar, iç yüzeyindeyse deliklere uyabilen uzantılar bulunur. Sürgünün çekilebilmesi için, halkaların doğru biçimde sıralanması gerekir. Sözgelimi kilitte, herbirinin üstünde yüz sayı bulunan üç halka varsa, içlerinden yalnızca birinin kilidi açacağı bir milyon olası birleşim vardır. Şifreli kilit, Avrupa’da XVI. yüzyıldan bu yana bilinmektedir, ama eski örnekler günümüze kalmamıştır. Modern türlerin önünde, içindeki halkalar bir sıraya girene kadar ileri sürülen bir gösterge bulunur. Şifreli kilitlerin çoğu, zaman zaman şifreleri değiştirilebilecek biçimde düzenlenir.


gecit cilingirKasalar:
Kasalar, genellikle şifreli kilitlerle donatılır. Bunlarda, içine patlayıcı maddelerin yerleştirilebileceği anahtar delikleri bulunmaz. Bazılarında saatli kilit mekanizmaları da vardır. Böylece kasa, şifreyi bilen kişi tarafından bile, belirli saatler dışında açılamaz.

Elektronik kilit: 1970’lerde A.B.D’ndeki bazı yapılar, tuşlu telefon ilkesine göre çalışan elektronik kilitlerle donatılmaya başlandı. Bu kilitlerin dışında, basıldığında elektronik sesler veren birkaç yaylı tuş vardır. Doğru ses tonları kilidi çalıştırır. Gelişigüzel saatlerde onarım yada koruma personelinin girip çıktığı yerlerde bu kilit, anahtar gerektirmemesi bakımından kolaylık sağlar. Ayrıca hem açılması zordur hem de güvenlik nedeniyle şifre sık sık değiştirilebilir.

Bademli Çilingir olarak sizleri aydınlatmaya devam edeceğiz

KİLİTLERİN TARİHİ” üzerine bir yorum

Bir cevap yazın